Merhaba, Ben senin müşterinim. Evet, gerçek bir kişi, bir insanım. İhtiyaçlarım ve isteklerim var; günü gerektiği gibi geçirmek için, istediğimi elde etmek için. Ancak umutlarım, hayallerim ve tutkularım da var. Çok uzun zamandır bana sadece bir isim ya da numaraymışım gibi davrandın. Beni segment dediğin gruba, bazen de sadece kitlesel bir pazara dâhil ettin. Ancak artık buna katlanmak istemiyorum. Ben benim. Bana başka biriymişim gibi davranma. Bazen diğerlerine çok benzeyebilirim, ancak aynı zamanda çok farklı ve ince beğenilere sahip biri de olabilirim.

Eski dünyada fazla seçeneğim yoktu, farkındayım. Benim sana olan ihtiyacım, senin bana olan ihtiyacından daha fazlaydı. Ancak artık bir şeyler değişti. Şimdi ben bir güce sahibim, kontrol bende. Senin bana olan ihtiyacın, benim sana olan ihtiyacımdan daha fazla. Benim koşullarıma göre iş yapmanın zamanı geldi. Hatta gerçekten, sen neden iş yapıyorsun? Sadece ve sadece, her nereden olursa olsun, daha çok para kazanabilmek için mi? Yoksa bir fark yaratmak ya da benim yaşamımı daha iyi ve güzel kılmak için mi? Benim hakkımda neden daha fazla şey öğrenmiyorsun? Gel ve benim gerçekte ne istediğime kulak ver. Gerçekte ne elde etmeye çalışıyorum, bunu sana anlatmak hoşuma gider. Anlatmaktan hoşlandığım sadece en yeni cihazını, makineni ya da girişimini isteyip istemediğim değil. Neden bir araya gelip benim sorunumu gerçek anlamda çözmenin bir yolunu bulmuyoruz? Doğru çözümü bulmama gerçekten yardım edebilirsen daha fazlasını bile seve seve öderim.

Benim dünyam hakkında kafa yormaya başla. Bana yolculuk biletleri satma, dünyayı keşfetmeme yardımcı ol. Bana koşu ayakkabıları satma, kendimi aşmama yardımcı ol. Bana saksıda bitkiler satma, büyülü bir bahçe yaratmama yardımcı ol. Bana ne satmak istediğini anlatmaktan vazgeç. Benim bir hayatım var, biliyorsun, bir şeyler satın alacağım, ancak kendi istediğim zaman, kendi istediğim koşullarda. En kötüsü de şu istenmeyen posta bombardımanları ve telefonlar. İşimi bölüyor ve bana engel oluyor. Ve sonuçta senden nefret etmeme yol açıyor. Bir şey istediğimde, kolay olmasını bekliyorum. Ya bana gel ya da benim için uygun olan yerlere. Ve bana uygun zamanlarda. İnternette gördüğüm şeyin mağazalarında da bulunmasını, telefonla da erişilebilir olmasını istiyorum. Ve eğer hoşuma gitmezse sana ait herhangi bir yere getirip iade edebilmeyi. Ancak aramızdaki pazarlığın ne olduğu konusunda açık ve dürüst olmanı istiyorum. Şu gizli koşulların ya da ek masrafların hiçbiri olmaksızın.

Eğer dilediğim kitap ya da müzik 24 saat içinde kapıma getirilebiliyorsa, neden yeni bir arabayı, yeni bir çamaşır makinesini ya da yeni bir evi de bu kadar çabuk beklemeyeyim? Ve iş hayatında önemli bir kişi olduğumda bana en iyi hizmeti sunuyorsan, sana tekrar, bu kez sadece bir birey olarak geldiğimde, bana değersizmişim gibi davranmanı istemiyorum. Bana bir birey olarak iyi davran ki bütün arkadaşlarıma senin ne kadar iyi olduğunu anlatayım. Hatta kurumsal bir müşteri olarak da sana geçiş yapabilirim. Biliyorum, beni memnun ettiğin için ödüllendiriliyorsun.

Ancak açıkçası ben bundan çok daha fazlasını bekliyorum. Hem %100 memnuniyet hem de %100 zevk talep ediyorum. Ne zaman çalışanlarınla konuşsam, ne zaman seninle ilgili bir şey deneyimlesem, her seferinde doğru olmalı, mükemmel olmalı, kusursuz olmalı. Bununla birlikte, her seferinde tam da aynı şeyi istemiyorum.

Hayat çok kısa ve biraz da sıkıcı. Dürüst olmak gerekirse, bazen beni şaşırtman hoşuma gider! Bunlar beni bağlılığa götürür. Tekrar gelmeyi gerçekten istesem de istemesem de. Gelirim. Tekrar satın alırım. Ve diğerlerine de anlatırım. Bunun için bana plastik bir kart verirsin. Yanında da yüzde 1 ‘lik bir indirim gibi bir şey. Hımmm. Dürüst olmak gerekirse, bence bağlılık her iki tarafta da olması gereken bir gerçektir.

Bana güveniyorsan, özen göster ve benim için daha çok şey yap ki bende aynını yapabileyim. Ben adı bilinmeyen büyük bir şirketle ilişki içinde olmayı gerçekten istemiyorum. Tutkularımı paylaşan diğer insanlarla tanışmayı çok daha fazla tercih ederim. Yolculuk tutkumu. Koşma tutkumu. Ya da bahçe işleri tutkumu paylaşan, benim gibi gerçek insanlarla. Benim için yapabileceğin en iyi şey, dünyamdaki diğer insanlarla ilişki kurmama yardımcı olmaktır.

Fikirlerimizi ve meraklarımızı paylaşmamıza ve sevdiğimiz şeyleri yapmamıza yardımcı ol. Buna karşılık ben de senin ürünlerini satın almaktan mutlu olayım. Ve senin topluluğunun bir parçası olmaktan zevk alayım. Üstelik söylediklerim ve paylaştıklarım senin için de değer taşıyabilir. Senin de tıpkı benim gibi gerçek bir insan olduğunu biliyorum. Ama sen işe giderken o at gözlüğünü takıyorsun. Kendini yapay biçimde tanımlanmış bir sektörle sınırlandırıyorsun. Oysa ben daha büyük, daha heyecan verici, daha bağlantılı bir dünya görüyorum. Sen kendi eserin olan gelenek ve önyargıların peşinden gidiyorsun. Oysa benim için her şey mümkün. Zor değil, gerçekten. Sadece benim dünyamı görmen gerekiyor. Dışarıdan içeriye iş yapmak gerekiyor. İçeriden dışarıya değil. Benimle yola çık, her şey arkadan gelecek. Birlikte gerçek insanlar olabiliriz. Çok daha fazla fırsata sahip ve daha eğlenceli bir biçimde birbirine destek vermekten mutlu olabiliriz. Birlikte olağanüstü şeyler yapabiliriz. Ben bundan sonra böyleyim hazırlanmadan gelme ve bana zaman kaybettirme lütfen. Müşterin.